-
1 ses
ses çıkarmak ein Geräusch machen; fig fam (dagegen) meckern;-e ses çıkarmamak sich nicht äußern zu;ses dalgaları Schallwellen f/pl;ses değişmesi GR Assimilationserscheinung f;ses duvarı Schallmauer f;ses etmek rufen, schreien;ses geçirmez schalldicht;ses getirmek Anklang finden;ses kartı EDV Soundkarte f;ses kirişleri ANAT Stimmbänder n/pl;ses kuşağı FILM Tonspur f;ses seda kesilmek v/unp kein Laut zu hören sein;ses seda yok man (er, sie) schweigt sich aus; es ist still;-in sesi(ni) kesmek jemanden zum Schweigen bringen; verstummen
См. также в других словарях:
tıslamak — nsz 1) Kaz, kedi, yılan tıs diye ses çıkarmak 2) Tıs diye ses çıkarmak Laf ederken tıslıyorum, dişleri çektirdik. A. İlhan 3) hlk. Ağır yük altında iniltiye benzer sesler çıkarmak 4) hlk. Haksızlığını anlayıp susmak, sesi soluğu kesmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ses — is. 1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu. F. R. Atay 2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşim Boğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum. R. H. Karay 3) mec. Duygu ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çalmak — i, e, ar 1) Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. F. R. Atay 2) Vurarak veya sürterek ses çıkartmak Bir yandan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıtlatmak — i 1) Bir şeyden çıt sesi çıkarmak Asabiyetle parmaklarını çıtlattı. A. Gündüz 2) Antep fıstığının kabuğunu aralamak 3) İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek 4) i, e, mec. Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek… … Çağatay Osmanlı Sözlük